Adana FM
Adana FM

DOLAR

32,3847

EURO

35,0605

ALTIN

2.325,56

BIST

9.110,65

Rengim Gökmen: İmarın yanında sanat ihmal edilmemeli, asgari 6400 ek gösterge sağlanmalı

10 Mayıs’ta yapılacak kritik toplantı öncesi SÖZCÜ’ye konuşan Devlet Opera ve Balesi eski Genel Müdürü Rengim Gökmen, “1980’li yıllarda sağlanan …

Rengim Gökmen: İmarın yanında sanat ihmal edilmemeli, asgari 6400 ek gösterge sağlanmalı

10 Mayıs’ta yapılacak kritik toplantı öncesi SÖZCÜ’ye konuşan Devlet Opera ve Balesi eski Genel Müdürü Rengim Gökmen, “1980’li yıllarda sağlanan üstün maddi olanakları bütünüyle yitirdik. Eğitim, imar, çevre, sağlık önemli… Fakat kültür, sanat göz ardı edilmemeli” dedi.

SÖZCÜ, 10 Mayıs’ta Çalışma Bakanlığı ile Memur Sen’in masaya oturacağı ve milyonlarca çalışanın özlük haklarını ve dolayısıyla refahını doğrudan etkileyecek toplantı öncesi sanatçıların durumuna ayna tutmaya devam ediyor. 

Orkestra Şefi, Devlet Opera ve Balesi eski Genel Müdürü Rengim Gökmen, sanatçıların özlük haklarında son 40 yılda yaşanan dramatik düşüşle ilgili önemli tespitler yaptı, çözüm önerileri sundu. İşte Rengim Gökmen’le yaptığımız mülakat:

‘2022 Türkiyesi’nde küçük bir kesim dışında sanatçıların önemli çoğunluğunun büyük zorluklar yaşadığı yönünde güçlü işaretler ortaya konuluyor. Sizin tespitleriniz nelerdir?

Bu konunun gerçekten daha önceden ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sanatçıların özellikle, Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatroları ve senfoni orkestralarındaki sanatçıların son yıllarda özlük hakları bakımından son derece yıprandı.

1980’li yıllarda sözleşmeye geçişle sağlanan üstün maddi olanaklarını bütünüyle yitirdiklerini düşünüyorum.  Bu bakımdan sanatçıların el üstünde tutmamız gereken sanatçıların çok daha olumlu özlük haklarına kavuşması gerektiğini düşünüyorum. 

EKONOMİK ZORLUKLARDAN BAĞIMSIZ SÖYLÜYORUM

Bunu ülkemizin içinde bulunduğu, hatta dünyanın içinde bulunduğu zor ekonomik koşullardan bağımsız olarak söylüyorum. Bu olmasa dahi son 10 yılda 15 yılda ülkenin maaş skalasında çok gerilere gitti sanatçıların aldıkları maaşlar.

Özellikle aynı okullardan mezun olan, aynı işi yapan, benzer işi yapan TRT’deki sanatçıların, TRT’deki çalışanların 6400 ek göstergeye sahip olmaları önemli bir adaletsizlik yaratıyor. Yani onların sahip olmaları değil de, Kültür Bakanlığı’na bağlı sanatçıların sahip olmaması burada önemli bir adaletsiz durum ortaya çıkarıyor. 

6400 EK GÖSTERGE ASGARİ OLARAK SAĞLANMALIDIR

Bu sanatçıların da son derece layık olduğunu ve ülkenin maaş skalasında, devletin desteklediği bu sanatçıların daha üst konumlarda yer alması gerektiğini düşünüyorum. 

6400 ek gösterge asgari olarak sağlanmalıdır. Ben genel müdürlükte ve idarecilik dönemlerinde de bu konuları gündeme getirmeye çalıştım. Kolay bir konu olmadığını biliyorum. 

Ancak devletin bu sanat dallarını, opera, bale, tiyatro ve senfoni orkestrası gibi sanat dallarını koruma altında tutmasının nedeni, bu mesleklerin meslek olarak sürdürülebilmesi, popüler sanatlardan ayrı olarak sürdürülebilmesi açısından hep önem arz etmiştir, cumhuriyet döneminde. 

Dolayısıyla bu durumun da son derece önemli olduğunu, sanatın desteklenmesinin sanatçıların desteklenmesinden geçtiğini düşünüyorum. 

LÜKS DEĞİL GEREKSİNİM

Sanıyorum ki ülkemizin önemli gündem maddelerinden biri olması aşırı bir lüks aşırı bir iyimserlik değildir, bunun bir gereksinim olduğunun bir kez daha altını çiziyorum. 

Bir ihmalden mi bahsediyoruz yoksa siyasi bir karar mıdır bu?

Biraz göz ardı edilmesi… Yavaş yavaş yıllar içinde, maaş skalası içinde geri gitmesi. Tabi devlete getireceği yük belki de düşünülerek… Ancak burada ileriye dönük olarak sanatçılara gösterilen özenin kültür hayatımıza nasıl bir zenginlik olarak döneceğinin göz önünde bulundurulmaması anlamında bir ihmal olarak düşünüyorum. 

Kültür, toplumların 50 sene sonrasına, 100 sene sonrasına yapılan bir yatırım. Genellikle siyaset kurumları bu bakımdan son kararlar düşünüyor, dünyanın her yerinde sanata yapılan yatırımları… Bu bakımdan ben biraz daha altının çizilmesi ve vurgulanması gerektiği kanaatindeyim. 

EĞİTİM, İMAR, ÇEVRE VE SAĞLIĞIN YANINDA SANAT İHMAL EDİLMEMELİ

Sizi çok siyasete çekmek istemem ama, “sanatçının devlete yükü hesaplanırken” dediniz, şimdi bu kadar karayolu yapımı, bu kadar beton yapı bu kadar gündemdeyken, bu süreçte bu gerçekten bir yük müdür?

İşte zaten bu siyasete çekilmek değil… Bütün siyaset kurumlarının buna çok farklı yaklaştığını düşünmüyorum. Nüanslarla aynı. Hatta bütün dünyada da böyle… Çünkü bugünden yarına hem etkisini görebileceğiniz hem de siyaseten devşirebileceğiniz bir konu olmadığı için kültür, son maddeler olarak değerlendirilebiliyor… Çoğunlukla demek doğru her zaman böyle değil… Ama söylediğiniz gibi eğitim, sağlık, savunma gibi kültür de asli bir unsurdur. Dünyaya açılma, özellikle yüksek sanatları icra eden bu kurumların desteklenmesi, ticari bir amaç gütmeyen kurumların desteklenmesinin yolu sanatçılardan geçiyor. 

Söylediğiniz gibi her konu Türkiye açısından önemli.. Türkiye’nin maddi bakımdan potansiyel ayırması gereken alanlar, eğitim, imar, çevre, sağlık… Fakat kültür göz ardı edilmemeli diye düşünüyorum. Bunu söylemek istiyorum. Bu siyasi bir şey de değil. Yani genel anlamda böyle… 

Bu eğilim her zaman her toplumda… Avrupa’da kültürel anlamda gelişmiş olduğu iddiasında olan ülkelerde bile zaman zaman görülen durumlar oluyor.