Adana FM
Adana FM

DOLAR

32,3374

EURO

34,8108

ALTIN

2.390,60

BIST

10.276,88

Karamollaoğlu: Önümüzdeki seçim bir referandumdur

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, “Önümüzdeki seçim normal bir seçim değil, adeta bir referandumdur. Bizler bu seçimde ‘Kimi başkan …

Karamollaoğlu: Önümüzdeki seçim bir referandumdur

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, “Önümüzdeki seçim normal bir seçim değil, adeta bir referandumdur. Bizler bu seçimde ‘Kimi başkan olarak görmek istiyoruz’ sorusundan ziyade, ‘Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz’ sorusunun cevabını vereceğiz” dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

“YENİ DEMEKLE YENİ OLUNMUYOR”

Karamollaoğlu, açıklamasında iktidarın yeni ekonomi modelini eleştirerek, şunları söyledi:

“Biz çalışmalarımızı titizlikle sürdürürken, iktidar da ne zaman başı sıkışsa ya yeni bir anayasa tartışması başlatıyor, ya da yeni bir ekonomi modeli açıklıyor. Şunu hemen belirtmek isterim ki; yeni demekle yeni olunmuyor. Bu güne kadar bu iktidarın yeni dediği her şey, ülkeyi eskisinden daha beter hale getirdi.

Türkiye’nin tek ihtiyacı ne yeni anayasa, ne yeni ekonomi modelidir. İhtiyacımız olan şey sadece ama sadece yeni bir yönetim anlayışına sahip, yeni bir iktidardır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın İnşallah önümüzdeki seçimlerde, Türkiye’de yeni bir yönetim iktidara gelecektir.”

İKTİDAR CİDDİ BİR PİSKOZUN İÇİNDE

İktidarın ekonomik politikalarını da eleştiren Karamollaoğlu şöyle konuştu:

“Bu ortamda, pek çok kamu kurumu halkın sıkıntılarına çözüm getirecek herhangi ciddi bir çalışma yapmazken, Ankara’da gece gündüz demeden harıl harıl çalışan tek bir kurum çıkıyor karşımıza: O da Merkez Bankası Banknot matbaası. Son dönemde elimize aldığımız paraların çoğunun gıcır gıcır olması da işte bu yüzden.

İktidar, işçiye-memura kaşıkla verdiği zamları, gece gündüz çalışan banknot matbaasında basılan paralar ve yanlış politikalar sonucu yükselen enflasyon ile kepçe kepçe geri almaya başladı bile. İnsanımız kısa süreliğine yüksek maaş aldığı hissine kapılıyor ama sonrada aldığı bu maaş ile de ay sonunun gelmediğini anlaması çok uzun sürmüyor.

İktidarın derdi ise sadece ama sadece koltuğunu korumak; seçime kadar durumu kurtarsa yetiyor kendisine. Sonrasında bu yanlış politikalar nedeniyle, milletin içeceği acı ilaç ve sıkacağı kemer çok da umurlarında değil. Biz iktidarın sadece ‘metal yorgunluğu’ yaşadığını sanıyorduk. Oysa daha vahim bir durumun, ciddi bir psikozun içinde olduklarını da görüyoruz artık.”

“GÜLER MİSİN AĞLAR MISIN?”

Karamollaoğlu, iktidarın yolsuzlukla mücadele vaatlerini de hatırlatarak, “Sayın Erdoğan şimdi de yolsuzluk ve rüşvetin olmadığı bir Türkiye vaat ederek bunu kendilerinin başaracaklarına inanıyor. Güler misin ağlar mısın? 20 yıllık bir geçmişi olan iktidar, problem var diyor. Ne zaman 20 yıl sonra? Çözeceğim diyor, 20 yıl sonra? Ne zaman? Bir dönem daha verirseniz. Allah sana akıl fikir versin. Türkiye 2013 Yolsuzluk Endeksinde en çok puan kaybeden ülke oldu. 2013 yılına göre 43 basamak daha ileriye gitti 96. sıraya yükseldi nerede, Yolsuzluk Endeksi’nde. İyi bir mesafede değil, güçlü bir ekonomide değil, yolsuzlukta ileriye gitti. Şeffaflık olursa kendi kirli çamaşırları ortaya dökülecek” ifadelerini kullandı.

“SAYIN CUMHURBAŞKANI İŞİN ÇOK ZOR”

Dünyada kamudan en çok ihale alan on şirketten beşinin Türkiye’den olduğunu belirten Karamollaoğlu, “Neden? Bunu sorunca ‘devletin ticari sırrı’ diyor bu arkadaşlar. Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını korumakta ‘sır’ mefhumunun arkasına sığınamazsınız! Bunu bir türlü anlamak istemiyorlar. Şeffaflığa, hesap verebilirliğe alışkın değiller; çünkü ‘devletin malı deniz’ diye bakıyorlar bütün ihalelere. Buradan onu uyarmak istiyorum, Sayın Cumhurbaşkanı işin çok zor. 20 yıllık uzun bir süre yolsuzluk ve rüşvet bataklığına batmış olan bu iktidarın bu bataklıktan 8-10 gibi kısa sürede kurtulması mümkün değil. Erdoğan, milletin desteğini kaybetmemek için bütün kartlarını masaya sürüyor. Ama bu kartlar da yine borç-faiz-borç sarmalına hizmet ediyor” şeklinde konuştu.

“BU NASIL FAİZ MÜCADELESİ?”

İktidarı, faizle mücadele söylemi üzerinden eleştiren Karamollaoğlu şöyle devam etti: “Öyle bir ekonomik model kurdular ki, faize bulaşmak istemeyenler ekonomik açıdan zarar ediyorlar. Kurdukları bu sistemde, faizle kredi çekenler kendilerini enflasyona karşı bir şekilde korumayı başarırken; faiz sisteminin dışında kalmak isteyenler ve sabit gelirliler her geçen gün eziliyor. Bu nasıl faizle mücadele? Sn. Erdoğan’a söylenecek sözümüz kalmadı. Ama milletimize bir kez daha hatırlatmak ve ısrarla vurgulamak istiyorum ki; Erdoğan iktidarı, bu milleti maalesef  faiz lobilerine esir etmiştir!”

“MİLLETİ KANDIRDINIZ”

Kur Korumalı Mevduat Sistemi’ne bütçeden ödenen tutarın 75,6 milyar lirayı aştığını hatırlatan Karamollaoğlu şöyle devam etti:

“Bu tutarın içinde, daha TCMB kaynaklarından yapılan ödemeler yok. Kur korumalı mevduat uygulaması için getirilen vergi istisnaları nedeniyle uğranılan on milyarlarca liralık vergi kayıpları da bu rakama dahil değil. Ayrıca bu denli yüksek maliyetli, ‘gideceği yer, duracağı durak belli olmayan’ kur korumalı mevduatın önümüzdeki yıl da aynen devam edeceği anlaşılıyor.

Özetle; Merkez Bankasının gösterge faizini ‘nas’ gereği talimatla indirtip, bu ‘nas’ın dışında kaldığı anlaşılan piyasa faizini fırlatan, kamunun borçlanma faiz yükünü tarihte görülmemiş seviyelere çıkaran, ülkenin temerrüt risk primini (CDS) tavan yaptıran bir iktidar ile karşı karşıyayız!

-Bir mefhumu araç olarak kullanıyorsunuz, işte ben bunu dinin istismarı olarak görüyorum! İslamcılık dediğiniz de bu! Ülkeyi faiz batağına mahkum edeceksiniz, ‘MB faizinde nas var’ diyerek de milleti kandıracaksınız. Hadi milleti kandırdınız, Cenâb-ı Hâkk’ı nasıl kandıracaksınız? Birazcık insanda utanma duygusu olması icap eder!”

“ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİM BİR REFERANDUM OLACAK”

“Önümüzdeki seçim normal bir seçim değil, adeta bir referandumdur” diyen Karamollaoğlu sözlerini şöyle tamamladı:

Bu seçimin sorusu ‘2023’de kim Cumhurbaşkanı olacak?’ sorusu değil, ‘2023’den sonra nasıl bir Türkiye olacak’ sorusudur. Bizler bu seçimde ‘Kimi başkan olarak görmek istiyoruz’ sorusundan ziyade, ‘Nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz’ sorusunun cevabını vereceğiz.

Bizler, bir kişiyi, bir partiyi, bir zümreyi iktidar yapmak için değil; israfın kalktığı rüşvetin yenmediği, yolsuzluğun olmadığı bir Türkiye’yi kurmak için mücadele ediyoruz. Partizanlığın, yandaşlığın değil, ehliyet ve liyakatin esas alındığı bir sistemi kurmak için mücadele ediyoruz. Şahıslarımızın, partilerimizin değil, ülkemizin geleceği için çabalıyoruz.

Şeffaf, düzgün, denetlenebilir bir sistem inşa edilmediği sürece Ahmet gitmiş, Mehmet gelmiş hiçbir önemi yoktur.  Biz Saadet Partisi olarak isimleri değil, sistemi değiştirmek için uğraşıyoruz. Tüm vatandaşlarımızı da bu mücadelemize destek ve ortak olmaya davet ediyoruz.”