Adana FM
Adana FM

DOLAR

32,2429

EURO

34,8022

ALTIN

2.431,76

BIST

10.055,98

Vatandaş kıt kanaat geçiniyor: İstanbul’un artık taşı toprağı ‘fakirlik’

Geçim şartları her geçen gün zorlaşırken, megakent İstanbul’da hayatta kalma mücadelesini gözler önüne seren bir araştırma yapıldı. Araştırmaya …

Vatandaş kıt kanaat geçiniyor: İstanbul’un artık taşı toprağı ‘fakirlik’

Geçim şartları her geçen gün zorlaşırken, megakent İstanbul’da hayatta kalma mücadelesini gözler önüne seren bir araştırma yapıldı. Araştırmaya göre İstanbulluların yüzde 41’i kıt kanaat geçiniyor, yüzde 70’i de istediği gıdaları alamadığını belirtiyor.

Batuhan SERİM

Ali Selim YAMANLI

Hayat pahalılığı yurttaşların cüzdanını ve canını yakmaya devam ederken; yaşamın daha zor olduğu megakent İstanbul’da yapılan bir araştırmanın çarpıcı sonuçları dikkat çekti.

İBB’nin her ay İstanbul halkının nabzını tuttuğu İstanbul Barometresi araştırmasına göre temmuz ayında İstanbulluların yüzde 70,1’i maddi yetersizlikten dolayı daha önce tercih ettiği gıdaları alamadı.

Temmuz ayında katılımcıların yüzde 43,6’sı geçinemediği yönünde görüş bildirdi. Yüzde 41,2’si ise kıt kanaat geçinebildiğini ifade etti.

Biz de İstanbul Mecidiyeköy’de vatandaşlara mikrofon uzattık, “Bir araştırmaya göre İstanbulluların yüzde 41’i kıt kanaat geçiniyor, yüzde 70’i de istediği gıdaları alamadığını belirtiyor. Siz de bu tür zorluklar yaşıyor musunuz? Sizce neden bu hale geldik?” diye sorduk.

Verilen yanıtlar şöyle oldu:

“ESKİDEN YARIM KİLO KIYMA ALIYORDUK, ŞİMDİ ONU DA ALAMIYORUZ”

Emel Hanım: “Bu zorluğu biz de yaşıyoruz. Kızım öğretmen, ben çok az emekli maaşı alıyorum, yetmiyor… Ayın yarısı gelince para yok… Ya Türkiye’deyiz, 10 liradan, 20 liradan aşağı domates yok. Patates 12 lira ya… Soğan 10 lira Türkiye gibi bir yerde… Yok böyle bir şey! Geçinemiyoruz. Maalesef açız. (Nasıl geliyor ay sonu?) Kartlarla idare etmeye çalışıyoruz. Ay sonu gelince de kartları ödemeye çalışıyoruz, maalesef yine para kalmıyor… Yaşam şartı çok kötü. Alım gücü yok. (Yakın zamanda isteyip de alamadığınız bir şey oldu mu?) Bu yaz meyve alamadık. Kırmızı et, tavuk eti alamadık. Bu gerçek! (Ne zamandır kırmızı et veya beyaz et tüketemiyorsunuz?) 3-4 aydır tüketmiyorum. Eskiden yarım kilo kıyma alıyorduk, onu da 5-10 tane yemeğe bölüyorduk. Şimdi onu da yapamıyoruz. Her gün her şeye zam.

Emel Hanım

“BUNA YAŞAMAK DENİRSE…”

(Bu durum sizi üzüyor mu?) Üzmek ne demek, çok kızgınım bu konuda! Elalemin yabancıları burada çok güzel, rahat yaşıyor. (Neden bu hale geldik sizce?) Başımızdakiler sağ olsunlar… (Umudunuz var mı düzeleceğine dair?) Umudum yok. (Umudunuzu niçin kaybettiniz?) Yaşam şartlarından dolayı. Kızım öğretmen, kira vermediğimiz halde geçinemiyoruz. Bu ay elektrik, su, doğalgaz faturalarını ödemeyemedik. Bu bir gerçek! (Ne olacak, kesintiye mi gidecekler?) Tabi… Faturaları ödemek öbür maaşa kaldı. Biz böyle şartlarda yaşamaya çalışıyoruz. Buna yaşamak denirse…”

“SABAH VE AKŞAM PEYNİR ZEYTİN YERSEN ŞÜKREDİYORUZ, ÖĞLEN YEMEĞİNİ PAS GEÇİYORUZ”

Ayşe Hanım: “Ne gıdası oğlum? Ekmeği bulduk da gıda mı kaldı? (İsteyip de alamadığınız şeyler oluyor mu?) Çoook. Hangisini söyleyeyim? Ben yemek bulsam ‘Allah’ıma çok şükür’ derim. (Öğün atladığınız ya da porsiyon küçülttüğünüz oluyor mu?) Sabah kahvaltısını zor yapıyoruz, akşam yemeğini de zor yiyoruz, öğlen hiç yemiyoruz. (Sabah kahvaltıda ne yediniz bugün?) Peynirle zeytini bulursak Allah’a şükrederiz. (Akşam yemekte ne var?) Akşama da çay, peynir, zeytin bulursak ona da şükür. Ne edeceğiz? Gidip kasaptan et mi alıp da yiyeyeceğiz? (Ne zamandır et tüketmiyorsunuz?) Eti de, kasabı da bilmiyorum oğlum… Kasabın yanına nasıl gideceksin, emekliyim ben. (Bu durum sizi üzüyor mu, endişelendiriyor mu?) Üzmez mi? İstediğimiz alamıyoruz, istediğimiz giyemiyoruz, hasta oluyoruz doktora gidemiyoruz… Mağdur durumdayız.”

Ayşe Hanım

“ÇOCUĞUNA ÇİKOLATA ALIRKEN BİLE 10 KERE DÜŞÜNÜYORSUN”

Tayfun Arıcan: “İster istemez etkileniyorsun. Ülkedeki enflasyon ve gıda fiyatlarının yol açtığı olumsuz sonuçların sıkıntısını biz de yaşıyoruz. (Peki bu durum sizi üzüyor mu, düşündürüyor mu, endişelendiriyor mu? Geleceğe dair kaygı duyuyor musunuz?) Tabi yani. İnsanların reyonlara bakarak geçmesi, çocuğuna çikolata alırken bile düşünmesi hepimizi üzüyor. (Siz de bu tür zorluklar yaşıyor musunuz?) Tabi ki yaşıyorsun. En azından 5-10 kere düşünüyorsun… (Eskiden, geleceğinizin bu denli zor olacağı aklınıza gelir miydi?) Gelmezdi. Eski Türkiye’yi özledik. Bundan 20 yıl önce, 2001 krizinde bile insanlar çuvalla gıdasını alırken, şimdi bir ekmeğin, bir simidin derdine düştü. Günde 3 öğün simit yese, 15 lirayı düşünüyor insan… (Neden bu hale geldik sizce?) En önemli sebebi, hükümetin saçma politikaları.”

“GEÇİNEBİLMEK İÇİN İKİ İŞTE BİRDEN ÇALIŞIYORUM”

Ahmet Bey: “Cumhurbaşkanımız yönetemiyor ülkeyi. Yönetemediği için de yabancıları doldurdu ülkeye. (Geçim sıkıntısı yaşıyor musunuz?) İki işte birlikte çalışıyorum. Hem gündüz, hem gece çalışıyorum. Gündüz tekstil işiyle uğraşıyorum, akşam da şoförlük yapıyorum. (Daha rahat geçinebilmek için mi?) Yani… Kendime göre borcum var benim de. Tek maaşla veya asgari ücretle geçinilmez ki bu ülkede. (Günde ortalama kaç saat çalışıyorsunuz?) Sabah 9’da başlıyorum, akşam 6’da bırakıyorum; gece 11’de başlıyorum, sabah 5’te bırakıyorum. (Neredeyse bütün gününüz çalışmayla geçiyor…) Öyle. Geçinemezsin ki…”

“BİRÇOK ŞEYDE ZORLANIYORUZ”

Vedat Şentürk: “Biz de bu durumu yaşıyoruz. Günümüz şartlarında ekonomik anlamda birçok şeyde zorlanıyoruz. Gıdada olsun, benzin fiyatları olsun, giyim olsun, ev eşyası olsun zorlanıyoruz…”

“BU DURUMU HAK ETTİK”

Ümit Bey: “Bence bu duruma hak ederek geldik. ‘Her halk hak ettiği gibi yönetilir’ diye bir söylem var ya… Bence bunu hak ettik. Dibi görmemiz gerekiyordu anlaşılabilmesi için. Bence şu an tam bu durumun içerisindeyiz. Çok da umutsuz olmamak lazım. Ekonomi birkaç yıllık güzel bir planlamayla toparlayabilir. Ama bunu yapabilecek kadroların da süreç içerisinde ilgili kurumlarda olması lazım. Şu an için o da mevcut değil. Bence bu duruma hak ederek geldik.”

“KURBAN’DAN KURBANA ANCAK ET YİYORUZ”

Orhan Tonbaş: “Biz de bu sıkıntıları fazlasıyla yaşıyoruz. (İsteyip de alamadığınız gıda ürünleri oluyor mu?) Çook… (Mesela en son neyi isteyip de alamadınız?) Hangi birini söyleyeyim ki…. Örneğin et. (Ne kadardır kırmızı et tüketmiyorsunuz?) Kurban’dan Kurban’a… (Geldiğiniz bu durum sizi üzüyor mu, düşündürüyor mu, endişelendiriyor mu?) Kesinlikle. (Umudunuz var mı düzeleceğine dair?) Umudumuz mutlaka var. Umudumuz olsama zaten yaşayamayız.”

“HÜKÜMET NE YAPTIĞINI KENDİSİ DE BİLMİYOR”

Emin Büyükkol: “Biz de bu sorunları yaşıyoruz. Emekli insanız… (Her istediğinizi rahatça alabiliyor musunuz?) Nasıl alacaksın? Neyle alacaksın? Aldığımız maaş anında bitiveriyor. (Yakın zamanda isteyip de alamadığınız bir şey oldu mu? Çook. İsteyip de alamadığımız çok şey var. Alamıyoruz… (Bu durum sizi üzüyor mu, rahatsız ediyor mu?) Herhalde rahatsız ediyor. (Neden bu hale geldik sizce?) Nedeni gayet ortada. Görüyorsunuz, hükümet ne yaptığını kendisi bile bilmiyor. Ne diyor? ‘Onlar göreve layık değildi, ben göreve getirdim’ diyor.”

“ÜLKENİN EN BÜYÜK PROBLEMİ ENFLASYON”

Yılmaz Kaçmaz: “Orta ve alt gelir grubu fiyatların çok yüksek olmasından dolayı gıdaya ulaşmakta sıkıntı yaşıyor. Bunun en büyük sebebi enflasyon. Ülkenin en büyük problemi enflasyon. Acilen enflasyona karşı önlem alınması gerekiyor. (Sizce şu an bu konuda gerekli adımlar atılıyor mu?) Çok büyük bir adımın atıldığını düşünmüyorum. Zaten her şey ortada.”

Yılmaz Kaçmaz

“KAHVALTI SOFRALARIMIZ VAN KAHVALTISI GİBİ”

Önder Elçin: “Her yerde bolluk bereket var. Bir sürü ürün çöpe gidiyor. İsraf o biçim. (Toplumun tamamı bu şekilde mi yaşıyor sizce?) Büyük kesimi bu şekilde yaşıyor. Hayır yapacak insan bulamıyoruz. (Muhtarlığa gidip sorduğunuzda, ‘yoksul kişi yok’ mu diyorlar?) ‘Yok’ demiyorlar, var ama gerçek ihtiyaç sahibi olup olmadığı konusunda endişelerimiz var. ‘İstediği ürünlere erişememe…’ Gidin bakın bakkallara, marketlere her ürün var. Almak ya da alamamak burada önemli. Ortama bakıyoruz, sokaklara bakıyoruz, her taraf restoran dolu ve restoranların içi de tıklım tıklım. Bu toplumun tamamını yansıtıyor mu? Tabi ki yansıtmıyor. Ancak geçmişe baktığımızda biz artık tüketim toplumu olmuşuz. Eskiden bu kadar ürünü bulamıyorduk. Şimdi kahvaltı sofralarımız Van kahvaltısı gibi, 101 çeşit kahvaltılık var.”